Emsal BKÜ

Emsal BKÜ ile Orijinal BKÜ mukayesesi

Emsal BKÜ konusunda akla gelen 10 soru ve 10 cevabı

1.       Soru: Emsal BKÜ kalitesi ile Orijinal BKÜ’nün kaliteleri ve etkinlikleri farklı mı, yoksa aynı mıdır?

         Cevap: Orijinal BKÜ ile emsal alınan BKÜ kimyasal, fiziko-kimyasal özellikleri, biyolojik özellikleri ve etkinlikleri arasında fark yoktur. Bakanlık her sene piyasaya verilen BKÜ’lerinini ruhsatına esas özelliklerini sürdürüp sürdürmediklerini belirlemek için kalite kontrol analizleri (piyasa kontrolleri) yapmaktadır. Kontrol ve denetim sonuçları orijinal BKÜ ile Emsal BKÜ arasında etkinlik ve kalite farkı olmadığını doğrulamaktadır.

2.       Soru:Tarım ürünlerinde emsal BKÜ kalıntısı, orijinal BKÜ kalıntısından daha mı fazladır?
          Cevap: Hayır. BKÜ uygulandığında, tarımsal ürünlerde kalıntı bırakan kısım, BKÜ içindeki aktif maddedir. Emsalden ruhsatlı BKÜ ile, orijinal BKÜ içindeki etken madde/maddeler hem aynı aktif maddelerdir hem de miktarları aynıdır. Dolayısıyla bu iki BKÜ’nün, tarımsal ürünlerimizdeki(gıdalarımız) muhtemel kalıntı miktarları da aynıdır, farklı değildir. Kalıntı açısından ikisi arasında fark yoktur.

3.       Soru:Emsal BKÜ aktif maddeleri içindeki impüritelerin farklı ve tehlikeli olduğu iddia edilmektedir. Bu doğru mudur?
          Cevap: Aktif madde içinde bulunan impüriteler, aktif maddenin sentezlenmesi yani üretilmesi sırasında ortaya çıkar. Aktif maddenin yüzdesi (safiyeti) ne kadar yüksek olursa, içerdiği impüritelerin miktarı da o kadar az olur. Bir aktif maddenin farklı yöntemlerle üretilmesi de mümkün olduğu için içerdiği impüriteler de farklı olabilir. Onun için FAO; yani Dünya Tarım Örgütü, bitki sağlığında kullanılacak BKÜ aktif maddelerinin spesifikasyonlarını, içerebilecekleri maksimum impüriteleri belirlemiştir. Özellikle patent süresi bitmiş olan aktif maddelerin neredeyse tamamında bu tespit yapılmıştır. Bakanlık zaten özellikle imal ruhsatlı BKÜ için bu impüriteleri hem ruhsat aşamasında hem de ithalat aşamasında sıkı ve etkin bir şekilde kontrol etmektedir. Dolayısıyla emsal BKÜ impüritelerin orijinallerinden “farklı ve tehlikelidir” görüşü “emsal ruhsat” sistemine karşı olanların kasıtlı olarak öne sürdüğü bir görüştür ve gerçeği yansıtmamaktadır.

4.       Soru:Avrupa Birliğine ihraç edilen tarım ürünlerimizde “ilaç kalıntısı yüksek bulundu” gerekçesiyle geri gönderilen ürünler deki sorun emsal ilaçlardan mı kaynaklanmaktadır?
          Cevap: Kesinlikle hayır! Bu ayırım bilimsel gerçeklerle bağdaşmadığı için asla doğru değildir. Çünkü kalıntı BKÜ içindeki aktif madde ile ilgilidir, formülasyonla ilgisi yoktur. Emsal BKÜ ile orijinal BKÜ içindeki aktif maddeler aynı aktif maddelerdir. Aktif maddelerde farklılık olmadığı gibi, bu iki BKÜ içindeki aktif maddelerin yüzde miktarları da birbirine eşittir. Şayet bir gıdada MRL değerlerinin üzerinde bir kalıntı bulunduysa, bu kalıntının emsal BKÜ’nünden mi, yoksa orijinal BKÜ’nünden mi kaynaklandığını belirlemek için, öncelikle o üründe kullanılan BKÜ’nün hangi ürün olduğunun tespiti şarttır. Bu bilinirse, kalıntının kaynağı da belirlenebilir.

5.       Soru: Çiftçilerimiz emsal BKÜ; “Etki etmiyor, bozuk” diyorlar ve en fazla emsal BKÜ den şikâyet ediyorlar. Bu doğru mudur?
          Cevap: Emsal BKÜ bu gün piyasadaki BKÜ’lerinin  % 75-80’nini teşkil etmektedir. Şikâyet sayısının emsal BKÜ inde fazla olması bu yüzden gayet doğaldır. Burada önemli olan şikâyet sonucu yapılan kontrol ve denetimlerde o BKÜ’nün gerçekten bozuk olup olmadığıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan şikâyet kontrollerinde, BKÜ’lerinin çoğunun belki de %99 unun Bakanlığın kabul etmiş olduğu spesifikasyonlarına uygun olduğu, yani bozuk olmadığı anlaşılmıştır. Bu sonuç göstermektedir ki; emsal BKÜ, orijinalleri kadar kaliteli, orijinalleri kadar etkilidir.

6.       Soru: Emsal BKÜ ucuz, orijinal BKÜ pahalı! “Bir mal ucuz ise, kalitesiz olur” diye bir görüş var! Emsal BKÜ hem ucuz hem de kaliteli! Bu mümkün mü?
          Cevap: Bilindiği üzere bu aktif maddeler, AR GE' si güçlü olan çok uluslu büyük firmalar tarafından geliştirmekte ve üretmektedirler. Bu firmalar geliştirdikleri bu aktif maddelerin patentini alarak, bunları 20 yıl süre ile koruma altında tutmaktadırlar. Bu süre içinde tüm dünyada tek üretici ve pazarlayıcısı olduklarından, oldukça pahalı olarak satmakta, dolayısıyla da geliştirilmesinde harcadıkları parayı böylece geri kazanmak istemektedirler. Orijinal BKÜ işte bu yüzden pahalıdır. Aktif maddenin patent süresi sona erdiğinde, bu aktif maddeler dünyadaki diğer üretici firmalar tarafından da üretilmektedirler. Aktif maddenin dünyada üreticisi çoğalınca, oluşan rekabet sebebiyle de o aktif maddenin fiyatı dünya pazarda en az 5-10 kat daha ucuzlamaktadır. Yerli sanayimiz de işte patent süresi dolan bu aktif maddeleri kullanarak ülkemizdeki “EMSAL RUHSATLANDIRMA” sistemine göre, BKÜ ruhsatlandırmakta oldukları için bu imal BKÜ orijinallerine göre daha ucuza mal edilmekte ve piyasada da orijinallerinden daha ucuza satılmaktadır; Emsal BKÜ’lerinin etkisi, kalitesi, toksikolojisi, fiziksel ve kimyasal özellikleri orijinalleri ile aynıdır. Tek fark, emsal BKÜ’lerinin orijinal BKÜ’lerinden daha UCUZ ucuz olmasıdır.

7.       Soru: Patentli aktif madde içeren orijinal BKÜ, çevre sağlığı ve insan sağlığı için çok daha güvenli deniliyor. Bu doğru mudur?
           Cevap: Patentli aktif maddeler mi daha güvenli yoksa patent süresi dolan ve uygulama sonucunda hakkında fazla olumsuzluk görülmeyen aktif maddeler mi daha güvenli? Bu konuyu iyi irdelemek lazım. BKÜ içerdikleri aktif maddeler, zehirli özelliklere sahip oldukları için, üzerinde en fazla araştırma ve inceleme yapılan maddeler grubu bu maddelerdir dense abartı olmaz.  Ancak üzerlerinde bu kadar araştırma ve inceleme yapılmış olmasına rağmen, bu aktif maddelerin, kullanıma verilmesinden 20-30 yıl sonra bile, insan ve çevre sağlığına zararlı özelliklerinin ortaya çıkabilmesi, insanı düşündürmektedir (DDT, BHC, HEPTACHLOR vb.). Bu aktif maddeler, yıllarca kullanıldıktan sonra, insan ve çevre sağılığına zararlı olduklarının anlaşılması nedeniyle, dünyada kullanımı yasaklanmıştır. Güvenilir diye üreticisi firmalar tarafından piyasaya sürülen bu maddelerin, o yıllarda bitki sağlığında çok önemli sorunları çözdüğünü, hatta DDT’nin mucidine NOBEL ödülü bile verildiğinin altını çizmememiz lazımdır. Ancak, bu maddelerin yıllarca kullanıldıktan sonra, insan ve çevre sağlığına olumsuz etkilerinin olmasını, hatta organik klorluların (DDT; BHC vb.) gıda zincirinde taşındığının anlaşılmasından sonra, çevrenin, en tabi laboratuvar görevi görerek bu aktif maddeleri, doğal bir seleksiyona tabi tutmakta olduğunu göstermiştir.  Kısaca zararsızları piyasada kullanılmakta, zararlı olanları ise kullanımdan kaldırılmaktadır.  Bu gerçek, patent koruması altında olan ve bugün güvenilir bulunarak piyasaya sürülen bu aktif maddelerin de bundan 15 yıl, 20 yıl veya 30 yıl sonra, bazı sakıncalarının ortaya çıkmasının ihtimal dahilinde olduğuna işaret etmektedir. Dolaysıyla bu bir risktir. Netice olarak, uzun yıllardır hala uygulanmakta olan patent koruması sona ermiş olan mevcut aktif maddelerin veya bunların karışımlarını içeren emsal BKÜ’lerinin , insan ve çevre sağlığı için, en azından orijinallerinden daha güvenli olduğunu söylemek pek de yanlış olmaz..

8.       Soru: Herhangi bir zararlı organizmanın Emsal BKÜ’ne veya orijinal BKÜ ne göstereceği dayanıklık (direnç) farklı olabilir mi?

           Cevap: Hayır olamaz. Çünkü direnç olayı BKÜ Formülasyonundan ziyade, BKÜ’nün içerdikleri aktif madde ile ilgili bir husustur. Bitkilerdeki zararlı organizmalar, sadece etken maddeye karşı dayanıklılık gösterebilir. Bu konuda orijinal BKÜ veya emsal BKÜ ayrımı söz konusu olamaz. Zira her iki BKÜ içindeki aktif maddeler aynıdır ve yüzde miktarları da aynıdır. Şayet bir dayanıklılık yani etkisizlik söz konusu ise, bu sorun her iki BKÜ içinde geçerlidir. Yani zararlı organizma hem emsal BKÜ’ne hem de orijinal BKÜ’ne aynı direnci gösterir. Direnç aktif maddelerin etki mekanizmaları ile ilgili bir husustur.

9.         Soru: Şayet Türkiye’de yerli BKÜ Üretimi olmasa, Türkiye sadece hazır mamul yani bitmiş BKÜ ithal ederek ihtiyacını karşılasa, Türkiye nasıl bir durumla karşı karşıya kalabilir?

        Cevap: Bugün, ülkemizin zirai mücadele hizmetleri için ihtiyaç duyulan BKÜ’nün önemli bir kısmı yerli üretim BKÜ ile, kalanı da hazır mamul BKÜ ithalatı ile karşılamaktadır. Şayet yerli BKÜ üretimi yapılmasa, ülkede yerli müteşebbis kalmasa ve ülke ihtiyacı sadece hazır BKÜ ithal edilerek giderilmeye çalışsa;

a) Ülkemiz BKÜ Pazarı tamamen yurt dışı üretici firmalarının kontrol ve denetimine girer.

b) BKÜ fiyatları bugünkünden en az 5-10 kat daha pahalı olur.

c) Bitkisel üretim sezonunda BKÜ ihtiyacının olduğu dönemde, Türk Çiftçisine zamanında ve uygun fiyatta ilaç temini mümkün olamayabilir!

d) 2019 yılında yaşanan ve her ülkenin neredeyse 2 yıl içine kapandığı, BKÜ Üretiminin ve tedarikinin çok zorlaştığı Kovid 19 gibi bir pandeminin dünyada tekrar yaşanması durumunda, her ülke içine kapanarak önce kendi ihtiyacını karşılamak isteyeceği için, çiftçimiz zamanında BKÜ bulamayabilir!

e) Hiç arzu edilmez ama, bulunduğumuz coğrafyanın stratejik öneminden dolayı, Türkiye bir içi (2015 kalkışması gibi) ve dış saldırıya maruz kalması durumunda, bu yurt dışı firmaların bazıları Türkiye’ye BKÜ satmayabilir! Veya BKÜ vermeyi zorlaştırabilir, geciktirebilir!

Bu gibi durumlarda ülkemizde bitkisel ürünlerde zararlı organizma hasarı artar ve hasat edilebilen ürün miktarı çok azalır. Piyasada gıda sıkıntısı baş gösterir. Gıda fiyatları aşırı yükselir. Daha fazla gıda ithal edilmek zorunda kalınır. Bunu kimse göze alamaz.

Şayet yerli BKÜ üretimi sürdürülürse, böyle bir durumla karşı karşıya kalındığında, sanayimizdeki mevcut BKÜ üreticisi firmalar, mevcut yurtdışı bağlantıları ile ihtiyacımız olan hammaddeleri hemen tedarik edip ülkede BKÜ imalatını gerçekleştirebilir ve çiftçimizin ihtiyacını giderebilir. Bunun için gereken şey para değil “vatan sevgisi ve bilincidir”. Bu da yerli firmalarımızda fazlasıyla mevcuttur. Ülkemiz için “tarım stratejik bir sektör” olduğu için, Yerli ve Milli BKÜ Sanayimiz de stratejik sektör olarak görülmeli, desteklenmeli ve yaşatılmalıdır.

10.     Soru: Türkiye, AB ye üye olmak istediğine göre AB ruhsat sistemini şu an kabul etse ve uygulasa, daha uygun olmaz mı?

          Cevap: AB mevzuatının şimdi kabul edilmesi halinde, Türkiye’de yerli firmaların, AB’nde kayıtlı aktif maddeleri yine AB’nde de kayıtlı üreticilerinden satın alarak BKÜ üretmeleri söz konusu olacaktır. AB’ide BKÜ aktif maddesi satan bu firmaların Türkiye’de zaten temsilcilikleri var. Bunlar Türkiye piyasasında da faaliyet göstermektedirler. Yerli ve Milli BKÜ Sanayinde faaliyet gösteren firmalarımız (yabancı sermayeliler dahil), ihtiyacı olan aktif maddeleri, AB’nde kayıtlı üreticilerden satın alıp, BKÜ üretip, satarak bu firmalarla rekabet edebilir mi? Edemez! Etmesi de mümkün değildir! O zaman yerli müteşebbislerin bazıları bu sektörden çekilir, bazıları ise hazır mamul BKÜ ithalatına yönelir. Ülkemiz BKÜ pazarı bu uluslararası büyük firmaların tekeline girer! Tekelleşme olur! Türk tarımı çok ulusluların tekeline girer. BKÜ fiyatları 5-10 kat artar! Çiftçimiz zarar görür. Bitki sağılığımız ve dolayısıyla da gıda egemenliğimiz tehlikeye girebilir! Bu yüzden “EMSAL BKÜ ÇİFTÇİMİZİN EKONOMİK SİGORTASIDIR.”

O sebeple AB mevzuatının AB ye üye olmadan kabul edilmesi Yerli ve Milli BKÜ Sanayimizin sonu demektir.