BİLGİ MERKEZİ
Ruhsatlandırma:
Tarım İlaçlarının Ruhsatlandırılması, 5996 sayılı yasa ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına verilmiştir. Bakanlık bu kanuna dayalı olarak çıkarmış olduğu “Bitki Koruma Ürünleri Ruhsatlandırma Yönetmeliği” hükümlerine göre bu ilaçları ruhsatlandırmakta ve tarımda bitki hastalık, zararlı ve yabancı otlarının mücadelesi için bu ilaçların kullanılmasına izin vermektedir.
Ruhsatlandırma, ilaç formülasyon tipleri üzerinden yapılmaktadır. Mevcut yönetmeliğe göre, üç (3) temel ruhsatlandırma usulü izlenmektedir.
1. Aktif madde itibarıyla yeni bir formülasyonun ruhsatlandırılması: Bir aktif madde, ilk defa Türkiye’de kullanılacak ise; o zaman, söz konusu aktif maddenin, toksikolojik ve eko toksikolojik özellikleri, çevreye etkileri, gıdalarda ve sulardaki kalıntısı, faydalı faunaya etkisi, mutagenik ve teratogenik özellikleri, biyolojisine ait çalışmalar ile kimyasal ve fiziko-kimyasal özelliklerine ait tüm araştırma ve denme sonuçları ile ruhsatı talep edilen formülasyon tipine ait benzer çalışmaların tamamının ve Türkiye’de kullanılmasını istenilen bitkideki etmene karşı yapılan biyolojik etki ve o üründeki kalıntı denemelerinin Bakanlığa sunulması gerekmektedir. Yeni aktif madde patentli olabileceği gibi, patent süresi dolmuş olan bir aktif madde de olabilir. Bu araştırma ve incelemelerden geçerek olumlu bulunan o aktif maddeyi içeren tarım ilacı formülasyonuna ülkede kullanım ruhsatı verilir. Bu ruhsat sistemine “Aktif Madde itibarıyla yeni bir formülasyonu Ruhsatlandırılması” adı verilmektedir.
2. Ruhsatlı ilacın etiketine farklı bir bitkide veya etmende tavsiye konusunun yazılması: Ruhsatlandırılmış bir BKÜ farklı bir bitkideki bir etmene karşı veya ayni bitkideki farklı bir etmene karşı ilacını kullandırmak isterse, o ürün ve etmende biylojik deneme yaptırılması ve ürün farklı ise kalıntı sonuçlarının da yapılarak Bakalanlığa sunulması gerekmektedir.
3. Emsalden Ruhsatlandırma: Emsal İlaç, ilk defa ülkede ruhsat almış olan orijinal tarım ilacı ile ayni aktif maddeyi, ayni oranda içeren ve ayni formülasyon tipindeki tarım ilaçlarının ruhsatlandırılmasına uygulanan bir sistemdir. Emsalden ruhsat, patent süresi dolmuş olan aktif maddelerin kullanıldığı formülasyonlar için geçerlidir. Patentli aktif maddeleri, patent sahibinden izin almadan kullanıp, emsal ilaç ruhsatlamak mümkün değildir. Emsal ilaçlar, hastalık, zararlı ve yabancı otları, orijinal ilaç gibi, ayni etki mekanizması ile kontrol etmekte ve ayni etkinlik seviyesinde bulunmaktadır. Kullanıldığı ürüne herhangi bir olumsuz etkisi yoktur. Su, toprak ve hava için, orijinal ilaç nasıl bir etki yapıyor sie, emsal ilaç da ayni etki seviyesindedir. Farkı yoktur. Yerli sanayimiz genelde bu ruhsat sisteminden BKÜ ni ruhsatlamaktadırlar. Aktif maddelerin patent süresi dolduğunda, diğer bir deyimle o aktif maddenin üzerindeki koruma kalkanı kalkıp, üretilmesi mümkün hale geldiğinde, bu aktif maddeler emsalden ruhsat sisteminde kullanılmaktadır. Patentli aktif maddelerin emsalden ruhsatlandırılması yasaktır ve dolayısıyla izinsiz kullanılması mümkün değildir.
TARIM İLAÇLARININ TÜRKİYEDEKİ TARİHÇESİ:
Türkiye’de, tarımda ilacı kullanımı, 1950 erde başlamıştır. Zamanla , ilaç kullanımından kaynaklanan sorunların artması üzerine, 1958 yılında, 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunun uygulamaya konulmuştur. Bu kanunla birlikte merkezde “Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Genel Müdürlüğü” ve bu genel müdürlüğe bağlı Ankara’da Zirai Mücadele İlaç ve Aletleri Enstitüsü ile 7 coğrafik bölgede Zirai Mücadele Bölge Başkanlıkları ve Zirai Mücadele Bölge Araştırma Enstitüleri kurulmuştur. Ruhsatlı ilaç kullanımı da 6968 sayılı kanunun ve sorumlu teşkilatın kurulmasıyla 1960 yılının başında başlamıştır. Bu organizasyon sayesinde Tarımda ilaç kullanımı, , her aşamada kontrol ve denetim altında tutulmuştur. Hızla artan ruhsatlı ilaç sayısına paralel olarak kullanımın da artması hem çiftçimizin bilinçlenmesine, bilgilenmesine yol açmış hem Bakanlıkta hem de sektörde uzmanlaşmış bir kadronun yetişmesine imkan sağlamıştır. İlk yıllarda çok uluslu firmaların egemen olduğu tarım ilacı sektörümüzde, yavaş yavaş yerli üretici firmalar da yer almaya başlamıştır. 1980 lere gelindiğinde 12 adet aktif maddenin üretildiği, pek çok formülasyonun üretiminin yapıldığı güçlü bir yerli Tarım İlacı Sanayinin oluştuğunu görmekteyiz.
Tarım Bakanlığının 1982 yılında yeniden yapılanması üzerine, Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Genel Müdürlüğü lav edilmiştir. Ancak, şunu itiraf etmek gerekir ki, kuruluşundan o ana kadar geçen yaklaşık 25 yıllık bir süre de bu Genel Müdürlük, Türkiye Cumhuriyet Tarihine, araştırma ve uygulamanın uyum içinde çalıştığı mükemmel bir organizasyon olarak geçmiştir. Bu gün bitki koruma alanında görülen sıkıntıların en büyük sebebi o kurumsal yapının eksikliğidir.
1980 li yılların başından itibaren, tüm dünyada, bazı tarım ilaçların beklenen faydaları yanında, zararlarının da ortaya çıktığını görmekteyiz. Başta organik klorlu tarım ilaçları olmak üzere, pek çok tarım ilacı aktif maddelerinin insan ve çevre sağlığına önemli zararlarının olduğunu, özellikle organik klorlu tarım ilaçlarının gıda zinciri ile taşındığını araştırmalar ortaya koymuştur. Bu bulgular sonucunda, tüm dünyada, da pek çok tarım ilacı aktif maddesinin tarımda kullanılması yasaklanmıştır.
Tarım İlaçları ve TİSİT:
Tarım ilacı kullanımından kaynaklanan sorunların artması ile birlikte; hem sektördeki firmalar arasında etik değerleri oluşturmak ve tarım ilacı sektöründe sosyal dayanışmayı sağlamak hem de ilaç kullanımından kaynaklanan sorunların çözümü için Bakanlığa yardımcı olmak amacıyla sektördeki önemli firmalar dernekleşmeyi gerçekleştirmişlerdir. İşte TİSİT tam bu fırtınalı dönemde,1985 yılında kurulmuştur. Tarım ilacı denildiğinde, ilk önce TİSİT in akla gelmesi, işte bu yüzdendir. Çünkü TİSİT bu fırtınalı dönemde önemli bir görev ifa etmiştir. Üyelerinin menfaatini bir kenara bırakarak, çevremizin ve ülkemiz insanının sağlığını için, Bakanlığın bu yasaklama uygulamalarını gönülden desteklemiştir. Bu yüzden TİSİT üyeleri ülke menfaatlerine sevdalı firmalar, TİSİT de ülke sevdalısı bir sivil toplum kuruluşudur.
Çevre ve güvenilir gıdanın giderek önem kazanması, pek çok tarım ilacı aktif maddesinin uygulamadan kaldırılması veya üreticisi tarafından gönüllü olarak piyasadan çekilmesi sonucunu doğurmuştur. Bu gelişme doğal olarak Türkiye’deki Aktif madde üretimlerini de etkilemiştir. Pek çok fabrika kapanmış ve üretimler durdurulmuştur.
1980 lerde başlayan bu yasaklanma uygulamaları, dünyada kamuoyunun dikkatinin tarım ilaçları ve aktif maddelerinin üzerinde yoğunlaşmasına yol açmıştır. Çevre ve insan sağlığını koruyan, gözeten sivil toplum kuruluşlarının kamuoyu üzerinde etkinlikleri artmaya başlamıştır.
Bu gelişmeler sonucunda, Avrupa Birliği; 1991 yılında uygulamaya konulan 414 sayılı yasa ile, birlik üyelerinde kullanılan tarım ilacı aktif maddelerini yeniden incelemeye almıştır. Birlik üyesi ülkelerde kullanılmakta olan tüm aktif maddeler için firmalarından, yeni ilave toksikolojik çalışmaların yapılmasını talep etmiştir. 10 yıl olarak planlanan bu süre ancak, 2005-2006 yılında sonuçlanabilmiş ve insan ve çevre sağlığı bakımından riskli aktif maddeler AB de kullanımdan çekilmiştir. Bu gelişme üzere, birliğe üye olmak isteyen Türkiye ve dolayısıyla Milli Tarım İlacı Sanayi için yeni bir imtihan dönemi başlamış oldu.
AB deki yeniden inceleme sürecinin tamamlanması ile birlikte, pek çok tarım ilacı aktif maddesi AB de kullanım dışı bırakılmaya başlanmıştır. Tarım İlaçları(Bitki Koruma Ürünleri) ile ilgili mevzuatını AB ye uyumlaştırmaya devam eden Türkiye’de de, AB de kullanım dışı tutulan aktif maddeler ve bunları ihtiva eden BKÜ yasaklamaya başlanmıştır. Bu ani uygulamanın Milli Sanayinin canını yaktığını öncelikle belirtmek gerek.
TİSİT üyesi olan ve Milli Tarım ilaçları Sanayini temsil eden firmalarımız, bu fırtınalı dönemde canı yansa da, Bakanlığın bu yasaklama uygulamalarına destek vermeyi yine sürdürmüştür. Nitekim 2007-2010 döneminde Bakanlığın, 181 adet aktif maddenin uygulamadan kaldırılması ve yasaklanması kararında da 1985 lerde göstermiş olduğu ayni anlayışı, 2007- 2010 yılları arasında yine göstermiştir.
Ancak, bu arada, insan ve çevre sağlığı açısından gerçekten tehlikeli olan aktif maddelerin yasaklanmasını desteklerken, üreticileri tarafından gönüllü olarak uygulamadan çekilen veya üreticilerinin ticari kaygılarla istenen çalışmaları yapmaması nedeniyle uygulamadan kaldırılmasına izin vermiş oldukları aktif maddeler konusunda da Bakanlığa uyarı görevini yapmaktan asla çekinmemiştir!
Erdemli bu duruşu sürdürmek, TİSİT için bir görevdir ve vazgeçilmezdir. Kısaca TİSİT, fedakârdır, samimidir ve ülke Sevdalısıdır.
Etik anlayış ve TİSİT.
TİSİT, kuruluşundan itibaren bir taraftan çiftçinin, köylünün IPM kuralları çerçevesinde bilinçli ilaç kullanımını teşvik ederken, diğer taraftan hatalı ve yanlış kullanımdan kaynaklanan sorunların çözümünde de, Tarım Bakanlığıyla müşterek çalışmaya daima özen göstermiştir. Zirai Mücadelenin temel ilkesi olan; doğru ilacı, doğru zamanda ve dozunda ama mutlaka gerektiğinde kullanılmasını önermiş ve desteklemiştir. İlkeli ve güvenli bu duruşundan asla taviz vermemiş bundan sonra da vermiyecektir.
Kurulduğu tarihten bu yana geçen 30 yıl zarfında, dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmiş, tarım ilacı üretiminde ve kullanımında yeni bilgi ve teknolojilerin Türk Tarımının hizmetine, üyeleri vasıtasıyla sunulmasında büyük gayret sarf etmiştir. İlaç kullanımı konusunda, IPM ilkelerinin çiftçi bazında yerleştirilmesi konusunda üstüne düşeni yapmıştır. Yanlış, hatalı ve kaçak tarım ilacı kullanımı konusunda daima Tarım Bakanlığıyla müşterek hareket etmiş, uyarı görevini hiç aksatmamıştır.
Bu gün çeşitli yayın organları tarafından basılan ruhsatlı tarım ilaçları kitabını, Türkiye’de ilk defa hazırlayıp yayınlayan ve sektörün, bayilerin ve çiftçimizin hizmetine sunan TİSİT olmuştur. Bu emek ve katkı saygı değerdir.
TİSİT, bugün; standardı yüksek, gelişmiş teknolojileri uygulayan, iş ahlakı ve iş etiğini dikkate alan yüksek standart ve teknolojinin hâkim olduğu Milli Tarım İlaçları sanayiinin kurulması ve güçlendirilmesi için gayret sarf etmeyi sürdürmektedir. İş ahlakını gözeten, mevzuata uygun kurallı ve kaideli üretim yapan, ithalat yapan ve pazarlayan firmaları, üyesi olsun olmasın, desteklemeyi, yardımcı olmayı ana gaye edinmiştir. Bu ana gayesine ters düşen ve aykırı faaliyetlerde bulunan firmaların ise sektör dışına çıkması için mücadelesini sürdürmeyi de kendine gaye edinmiştir.
TİSİT üyesi firmalarımız, derneğimizin vizyon ve misyonuna uygun olarak, ülke menfaatini daima firma menfaatlerinden önde tutar. TİSİT’in sektöründeki gücünün etkinliği, işte bu vefakâr anlayışta saklıdır. Gelişmiş ülkeler standardında Tarım İlaçlarının (Bitki Koruma Ürünlerini) üretilmesi, ithal edilmesi ve Türk çiftçisinin, Köylüsünün kullanımına sunulması, memleketimizin her noktasında her zaman hazır, erişilebilir ve satın alınılabilir durumda bulundurulması, olmazsa olmazımızdır. TİSİT, Türkiye’de faaliyet gösteren sadece üyeleri için değil, tüm tarım ilacı üreten, ithal eden ve pazarlayan firmalarda, kısaca Türk Tarım İlacı Sektörümüzde; iş ahlakının, iş etiğinin ve yüksek iş standardının yerleşmesini düstur olarak benimsemiştir.
TİSİT, bu konuda, sektörde faaliyet gösteren tüm firmaların örnek alacağı bir misyon üstlenmiştir. 30 yıla varan bu süre içinde, Firma menfaatini ülke menfaatinin önüne koyanlarla yollar ayrılırken, ülke menfaatini firmasının menfaatinden önde tutanlarla yola devam edilmektedir. Takdire şayan bu duruş, sektörümüz var oldukça, korunmaya ve sürdürülmeye devam edilecektir.
TİSİT ülkede yerli ve milli sanayi temsil eden bir kuruluş olarak, Tarım İlaçları sanayinin duayeni ve en güçlü sivil toplum kuruluşudur.